KİŞİSEL BLOG'UMDA YER ALAN TÜM GÖRÜŞLER, HİÇBİR 3. PARTİYE DEĞİL, SADECE BANA AİTTİR.



Dublin Çorbası

Bugün Şehir merkezine gittiğimde Dublin'in anlamsız meşhur simgesi olan iğne yapıtında bi tamiratlar yapılıyodu. Boşu boşuna tamir parası veriyolar.. Bu iğne gökyüzünü delerek yükselen anlamsiz bir yapi. Tepesine tırmanılamayan, içine girilemeyen, kaçyüz metre bilmediğim öyle bi iğne işte. Sadece bakıyosun, ve öğrendiğim kadarıyla 5 milyon euro vermişler sadece kafa çevirip bakılmasi ya da farkedilmeden tesadufen yanindan geçilmesi için. Farkedilmeyebilir çünkü kafani kaldirmasan oyle gri beton bi silindirin yanindan geciyosun. Bu iğnenin halk arasindaki isimleri de şöyle: The Stiletto in the Ghetto.. The Pin in the Bin..bence durumu yeterince açıklıyolar :) Bakınız:





Geçen gün Google'da türk yemeği vardı! Bulgur pilavı filan yapmişlar pek becerememişler (kısırlık bulguru dumduz haşlarsan türk yemeği denmez ona bence) ama bir döner vardı! bayıldık bayıldık! pide de koymuşlar, pide arası lüplettik valla..tabi o gün neredeyse bütün türk ekibi beraber yedik, çok eğlenceli oldu. Masada yemek sonuna doğru "elhamdülillah çok şükür", "oh bugün de karnimizi doyurduk" gibi türklüğümüzü pekiştirici ifadeler de oldu. Yemekten bahsetmişken aklima geldi, burda Google Stone dedikleri bi durum var. Stone yaklaşık 7 kiloya tekabül ediyo. Google'da çalışmaya başlayan herkesin bir adet Google Stone edindiği iddia ediliyo! Bilmiyorum ben görmedim kendisini henüz. Evlerden ırak diorum..

Burda en sevdiğim süpermarket Marks&Spencer'ınki! Şaka gibi dimi? Marks&Spencer'a giriyosun, meğer süpermarket kısmından girmişsin, peynirler, etler, M&S markali cipsler, kağıt havlular filan var. Doğumgünü partim için çerezleri M&S'dan aldim :)

"Yarın M&S'a gitmem lazım şekerim", "A pantolon mu alcan?", "Ha yok, kelebek desenli tuvalet kağıdım bitmiş onu alcam".. :)

Ofisteki yabancı arkadaşlarımdan biri Türkçe öğreniyo. Merhaba, nasılsın? Yemek yiyorum. İyi akşamlar, filan diyo. Ama geçen gün gittiğimiz ekip gezisinde (birazdan ona da gelcem!) otobüsteki şarap rengi koltuklari gosterip, bu ne renk söyleyebilirim deyip, ben de mor pembe ya da kırmızı beklerken "Şarap Rengi" demesi takdire şayandı! Ben kopmuş gülerken "bak böyle şaşırtırım işte" diye o da bana gülüyodu :)

Ekip gezimiz çok güzeldi. Baileys'lerin yapımı için süt veren ineklerin çiftliğine gittik! İrlandalıların "Hurling" adlı sporunu öğrendik, çiftlikteki saman rulolarını en hızlı yuvarlama, plastik çizmeleri -sevmediğin ve seni kızdıran kişileri düşünerek- en uzağa fırlatma, el arabasıyla birini gözün bağlı doğru yere götürme gibi süper komik ekip çalışmasi temelli oyunlar oynadik. Ustune de barbekü sefası :)

Şehirdeki kapı renklerinin çeşitliliği beni bazen şaşırtıyo.. Kraliçe viktorya ölünce şehirdeki bütün kapıların siyaha boyanmasi emri verilmis. Bütün ev kapılari siyah olunca da gece pub'larda içen sarhoş irlandalı kocalar evlerinin yolunu bulamamaya başlamış :) Boyle olunca kocalarini seven kadinlar da eeeeh yetti, diyip kapılarini çarpıcı renklere boyamaya başlamışlar ki adamlar hah şu fuşya benim evdi diyip yolu bulabilsin diye. Ama bu benim gördüğüm en ekstrem örnek. Çünkü kapı tam turuncu da değil, açık kahve de değil, öyle ara bi ton. Ve ev sahibi bilmiyroum nasıl becerdi tam o tondan gül yetiştirmiş bahcesinde..

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Daha çok fotoğraf bekliyoruz güzel renkmiş cidden...

Adsız dedi ki...

Yaw... M&S muazzam bir yerdir... Iyi kesfetmissin... Eskiden bizim alisveris yaptigimiz M&S de pasta bölümü vardi (pasta, turkce pasta, cake yani :P)...

Pecan pie, ve banoffee (banana and toffee karisimi) pie lari mukemmeldi...

Tatlıları süperdir... Benim icin soyle guzel baconlı maconlı kahvaltılar yap e mi?

Adsız dedi ki...

bahsettigin ignenin adi "spire of dublin". eskiden(1960larin sonuna dogru) bu spire'in yerinde bir anit bulunuyormus, adi da nelson's pillar. ancak ira tarafindan havaya ucurulmus. yerine de hem millenyum muhabbetine hem de bu pillar'i hatirlatsin diye bunu dikmisler. daha detayli bilgi http://www.spireofdublin.com/